Kültür geniş kapsamlı bir sözcük. TDK’nun tanımına göre, “toplumların ya da milletlerin kendilerine özgü olan maddi ve manevi değerlerine kültür denir. Ayrıca gelecek nesillere aktardıkları her türlü düşünce ve fikir de kültür olarak nitelendiriliyor. Bir milletin kültürü o milletin yaşam şeklini de yansıtır. Bu yüzden toplumlar kültürlerini koruyarak gelecek nesillere aktarmaktadır.”
Nevşehir Milletvekili Sayın Filiz Kılıç ve eşi Mehmet Kılıç birer kültür elçileri. Yöremizden derledikleri tarihsel ve geleneksel bulguları kitaplar haline getirerek gelecek nesillere aktarmaktalar. Yöremizde şimdiye kadar Avanos ve çevresini incelemişler ve yazmışlardı. Son yapıt Filiz Kılıç imzası ile Alevi Bektaşı Edebiyatı ve Yedi Ulu Ozan adı ile çıktı. Yani bu kez de Hacıbektaş’a uzandı diyebilirim. Altını çizerek okuduğum bir kitap, beni ortaokul ve Öğretmen okulu yıllarıma götürdü. Şansımdan, hem ortaokulda-Hacıbektaş, hem öğretmen okulunda iyi Türkçe ve edebiyat öğretmenlerim oldu. Ünlü ozan ve yazarları okutarak öğrettiler.
Filiz Kılıç’ın kitabından öğreniyoruz ki, yedi ünlü ozan Alevi Bektaşı kültüründe önemli yer edinmişler. Bir çok ozanın içinden niçin yedisi çekip ortaya konmuş, özellikleri ne, yazdıklarından örneklerle, felsefe ve yaşam öykülerine yer veren bir eser. İçinde ilginç öyküler de barındırıyor.
Kul Himmed’ten dörtlük,
Dün gece seyrimde
bir şara vardım
niyaz ile kapıları açıldı
laleli sümbüllü bağımı gördüm
bülbül öter gonca güller seçilir.
Pir Sultan’dan bir dörtlük,
Şu kanlı zalimin ettiği işler
Garip bülbül gibi zareler beni
Yağmur gibi yağar başıma taşlar
Dostun bir fiskesi paralar beni.
Hatayi’den bir dörtlük,
Yılda bir gün ziyan olur
Dost yoluna talan olur
Bazı insan hayvan olur
Hayvan adem olmaz imiş.