Hüseyin Seyfi
Köşe Yazarı
Hüseyin Seyfi
 

Ölümü Beklemek

  1/2 Ölümü Beklemek Köşede unutulmuş bir yazı; bilgisayarımda yüzlerce yazım var. Yazı yazmak, duygulara, birikime, gözleme, anılara bağlı bir şey. Bunun yanında yetenek yazının güzelliğini ve beğenisini ortaya koyar. Yazı yazmak stresi azaltır, hatta yok eder. Tıpkı egzersiz amaçlı yürüyüş ve yüzme gibi. Ne ise, paylaşmak üzere bir yazı kaleme almışım ve unutulup kalmış bir köşede. Bu dünyadan, tanıdık göçüp gidenler insana hüzün veriyor. Resimlere bakıyoruz, kan bağı olsun, olmasın buruk bir acı hissediyoruz içimizde. Yakın akrabalık, yakın arkadaşlık daha bir ayrı. Anılar ortaksa ve beklenmedik bir anda, genç yaşta ayrıldıysa bu dünyadan onların acısı bir başka derin oluyor. Samimiyet ve sevgi saygı içinde kalbinizden çıkmıyor. Herkesin vardır unutulamayan arkadaşları. Kimi geçer gider bir daha dönmemezcesine. Resmini gördüm köyümüzün Facebook sayfasında. “Allah rahmet eylesin.” deyip geçiştirmek az geldi bana. Beni ona benzetirler. Onu da bana benzetirlermiş, öyle söylerdi. Yakın köylerden beni görünce hep karıştırırlar. Halâ, Sarılarlılar’dan bazı kişiler beni onunla karıştırır. Birlikte çok anımız oldu. Konya’nın Eskişehir’e doğru sınır köyünde idim. O da, Polatlı’nın uç sınır köyünde Sakarya Irmak’ın kıyısında bir köydeydi. Buluşurduk onun çalıştığı köyde. Balık kıymetliydi. Köylüler tutar getirirlerdi. İlk maaşlarımızla ikimiz gezi bile düzenlemiştik. Bir sürü anılarımız oldu Kamil Gülmezle birlikte, Kayseri’deki evine ziyarete gittiğimizde hastaneden yeni çıkmıştı. Pijama ile bizi karşıladı. Balkona oturduk. Nasıl rahatsızlandığını uzun uzun anlattı. Mide ağrısına benzer bir ağrıyla bir iki gün köyde kalıyor ve işin ciddiyetinin farkına varamıyor. Doktora vardığında geç kalmış oluyor. Muayene sırasında fenalık geçiriyor. Uzun uğraşlardan sonra kendine getiriliyor. Daha detayları var ama gerekli değil burada. Sonuç olarak, Kamil ile beni şaşırtan, sonunun yakın olduğunu bilmesiydi. “Arkadaşlar,” dedi. “Kalp krizi geçirmekte olduğumun farkına varamamışım. Uzun bir süre kalp çırpınmış ve kaslar gitmiş. Benim kalbim yanmış çaputa dönmüş, uzun gitmeyecek.” dedi. “Ölümü beklemek,” o duyguyu anlamak da, anlatmak da güç. Üzgün bir şekilde vedalaşıp ayrıldık. Ve kısa bir süre sonra kaybettik. Tanıyanlar severdi Özcan Yıldız’ı. Mekanı cennet, ışığı bol, yıldızlar yoldaşı olsun. Hüseyin Seyfi
Ekleme Tarihi: 27 May 2025 - Tuesday

Ölümü Beklemek

 

1/2

Ölümü Beklemek

Köşede unutulmuş bir yazı; bilgisayarımda yüzlerce yazım var. Yazı yazmak, duygulara, birikime, gözleme, anılara bağlı bir şey. Bunun yanında yetenek yazının güzelliğini ve beğenisini ortaya koyar. Yazı yazmak stresi azaltır, hatta yok eder. Tıpkı egzersiz amaçlı yürüyüş ve yüzme gibi.

Ne ise, paylaşmak üzere bir yazı kaleme almışım ve unutulup kalmış bir köşede.

Bu dünyadan, tanıdık göçüp gidenler insana hüzün veriyor. Resimlere bakıyoruz, kan bağı olsun, olmasın buruk bir acı hissediyoruz içimizde. Yakın akrabalık, yakın arkadaşlık daha bir ayrı. Anılar ortaksa ve beklenmedik bir anda, genç yaşta ayrıldıysa bu dünyadan onların acısı bir başka derin oluyor. Samimiyet ve sevgi saygı içinde kalbinizden çıkmıyor. Herkesin vardır unutulamayan arkadaşları. Kimi geçer gider bir daha dönmemezcesine.

Resmini gördüm köyümüzün Facebook sayfasında. “Allah rahmet eylesin.” deyip geçiştirmek az geldi bana.

Beni ona benzetirler. Onu da bana benzetirlermiş, öyle söylerdi. Yakın köylerden beni görünce hep karıştırırlar. Halâ, Sarılarlılar’dan bazı kişiler beni onunla karıştırır. Birlikte çok anımız oldu. Konya’nın Eskişehir’e doğru sınır köyünde idim. O da, Polatlı’nın uç sınır köyünde Sakarya Irmak’ın kıyısında bir köydeydi. Buluşurduk onun çalıştığı köyde. Balık kıymetliydi. Köylüler tutar getirirlerdi. İlk maaşlarımızla ikimiz gezi bile düzenlemiştik. Bir sürü anılarımız oldu

Kamil Gülmezle birlikte, Kayseri’deki evine ziyarete gittiğimizde hastaneden yeni çıkmıştı. Pijama ile bizi karşıladı. Balkona oturduk. Nasıl rahatsızlandığını uzun uzun anlattı. Mide ağrısına benzer bir ağrıyla bir iki gün köyde kalıyor ve işin ciddiyetinin farkına varamıyor. Doktora vardığında geç kalmış oluyor. Muayene sırasında fenalık geçiriyor. Uzun uğraşlardan sonra kendine getiriliyor. Daha detayları var ama gerekli değil burada.

Sonuç olarak, Kamil ile beni şaşırtan, sonunun yakın olduğunu bilmesiydi. “Arkadaşlar,” dedi. “Kalp krizi geçirmekte olduğumun

farkına varamamışım. Uzun bir süre kalp çırpınmış ve kaslar gitmiş. Benim kalbim yanmış çaputa dönmüş, uzun gitmeyecek.” dedi.

“Ölümü beklemek,” o duyguyu anlamak da, anlatmak da güç.

Üzgün bir şekilde vedalaşıp ayrıldık. Ve kısa bir süre sonra kaybettik. Tanıyanlar severdi Özcan Yıldız’ı. Mekanı cennet, ışığı bol, yıldızlar yoldaşı olsun. Hüseyin Seyfi

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve avanoshabergazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.