Şehir planlamasında cevabı zor ama şart bir soru var:
Yapılan yolu mu kullanmalıyız, yoksa kullandığımız yere mi yapılmalı yol?
Gelin biraz düşünelim.
İnsan hareket eder. Adım atar, yön seçer, kestirme arar. Ve bulur. Çünkü "su akar, yolunu bulur" der atasözümüz. Bir yol insana rağmen yapılırsa, o yol boş kalır. Beton yığılır, ama ruh eksik kalır.
Kestirme Gerçeği
Her geometrik tasarımın bir “kaçış rotası” vardır. İnsan daima en kısa mesafeyi arar. Ve zamanla kendi yollarını yaratır.
Buna İngilizce’de “desire path” deniyor. Londra’da parklar bu yollarla dolu. İnsanlar çimenleri ezip yeni patikalar oluşturmuş. Şehir de geri adım atmış, bu yolları sonradan resmi hale getirmiş.
İnsan Merkezli Tasarım Neden Önemli?
Kullanıcıyı odağına almayan tasarımlar, sadece kağıt üstünde güzeldir. Gerçekte ise insanlar o tasarımları yeniden şekillendirir.
Amerikalı tasarımcı Jan Gehl diyor ki: "Şehirleri arabalar için değil, insanlar için tasarlayın."
Dünyadan Örnekler
- Kopenhag bisiklet yollarını insanların en çok tercih ettiği güzergâhlara göre oluşturuyor.
- Tokyo yaya trafiğini izleyerek yaya geçitlerini yeniden konumlandırıyor.
- İstanbul’da bile bazı semtlerde kaldırımlar, mahallelinin yürüyüş alışkanlıklarına göre yenileniyor.
Bir Mahalle Sakininden
“Belediye buraya kaldırım yaptı ama kimse kullanmıyor. Çünkü market öbür tarafta. Millet hep toprak yoldan geçiyor.”
Son Söz
Körle yatan şaşı kalkar; insanla yürüyen doğru yol bulur.
Yolu çizmeden önce insana bakmak gerekir.
Yoksa insanlar zamanla o yolu kendi çizer.