Küçük bir toprak parçası... Elinize alsanız sıradan bir çömlek parçası sanabilirsiniz. Ama o, insanlık tarihine "hoşgörü" kelimesini kazıyan bir silindir. Adı Kiros Silindiri. Adını, Pers İmparatoru II. Kiros’tan alıyor. Milattan önce 6. yüzyılda yazılmış bu kil silindir, bugün hem tarihçilerin hem de insan hakları savunucularının gözbebeği.
Peki nedir bu silindiri bu kadar özel kılan?
Kiros, Babil’i fethettiğinde şehri yağmalamadı. Halkı sürgün etmedi. Dinlerine, dillerine, yaşam tarzlarına dokunmadı. Aksine, esir halklara özgürlük tanıdı. Yahudilerin sürgününü bitirdi. Herkese kendi inancıyla, kendi kültürüyle yaşama hakkı verdi. İşte bu kararları çivi yazısıyla bir kil silindire kazıttı. Adaletin, eşitliğin ve hoşgörünün bir anıtı gibi...
Bugün bu silindire birçok kişi “ilk insan hakları beyannamesi” diyor. Elbette günümüz insan hakları kavramıyla birebir örtüşmez ama dönemi için devrim niteliğinde. Savaşların tanrılar adına yapıldığı, insanların “fethedildiğinde” yok sayıldığı bir çağda, bir lider çıkıp “Herkes özgür yaşasın” diyorsa, bunu görmezden gelemeyiz.
Beni asıl etkileyen şu: Bu satırlar 2.600 yıl öncesine ait. Ne internet vardı, ne sosyal medya. Ama yine de bir lider, kendinden sonrakilere bir mesaj bırakmak istemiş. Ve bu mesaj, İngiltere’deki British Museum’da bugün hâlâ duruyor. El kadar bir silindirin içinden yankılanan koca bir ses: “İnsan olmanın yolu, diğer insanlara saygıdan geçer.”
Bu yazıyı okuyan sevgili dostum, bazen bir kitap, bazen bir taş, bazen de bir silindir bizi kendimize getirir. İnsanlık geçmişten bugüne nice yolculuklar yaptı. Ama değerli olan, bu yolculukta neyi hatırladığımız. Eğer bir gün adaletin ne demek olduğunu unutursak, Kiros Silindiri’ni hatırlayalım. Çünkü bazen en derin sözler, toprağın içinden gelir.