Şebnem Akyüz
Köşe Yazarı
Şebnem Akyüz
 

BANA ÇOCUK DEYİN!

  Neden, diye çok sordum kendime. Ama bir cevap bulamadım. Neden bir insan, bir insanın hayatını karartır, neden bile bile o zifiri uçsuz bucaksız karanlığa hapseder? Bir insan nasıl böylesine günahkar olur? Biliyorum, eğer ben bu damarlarımda sızmaya devam eden zehirden kurtulamazsam, öleceğim… Ben daha 17 yaşındayım. Çok genç değil miyim? Ölmek istemiyorum. Bembeyaz kefene sarılı ölü bir beden olmak istemiyorum. İnsan kendi ruhunu nasıl demir korkulukların ardında bırakır ki, insan kendisini nasıl ölüme terk edebilir ki? Tek bir hatam beni bir kuyuda ıssız bıraktı. Çok çabalıyorum ruhumu hapsolduğu prangalardan kurtarmak için. Ben buradan kurtulmak için direniyorum. Duyuyor musunuz sesimi? Ben güneşi özledim. Ben bulutları, kuşları, ağaçları, en çok da sizi, ailemi özledim. Sizi çok üzdüm, benim uğruma çok acı çektiniz. Benim kadar canınız yandı tek bir insan birçok insanın hayatında yıkım başlattı. Ben bir çiçektim. Canlıydım, parlaktım, renkliydim, çok güzeldim. Peki, bu çiçek neden soldu. Zehirlediler! Kafam karışıktı, düşüncelerimi çaldılar. Hayallerim öldü. Oysa onlar içimde nefes alan tek duyguydu. Umutlarım karardı. Ölüme terk ettiler. Ama ben buradayım! Ölmeyeceğim. Belki kararan umutlarımı, çalınan düşüncelerimi, öldürülen hayallerimi geri alırım, alacağım… Bu karanlık yol çok soğuk ve sessizdi. Şimdi, ileride ışığa yürüyeceğim bir yolum var. Biliyor musunuz artık içimde minikte olsa bir umut var. Günler, aylar, haftalar geçti. Şimdiye kadar içimde kıpırdanan şeyi anlamadım. Meğer o şey benim can çekişen ruhummuş. Ben kendime ne yapmışım, onlar bana ne yapmış böyle? Benim kanıma, bedenime, ruhuma nasılda ağır ağır işlemişler zehirlerini. Artık hissedebiliyorum çünkü düşünebiliyorum. Artık anlıyorum… Kendime çok saçma şeylere bağladım. Bu saçma bağlılık kalbimi de uyuşturdu. Düşüncelerimi susturdu. Çok uzun bir süre ruhumda ki acı izleri fark etmedim. Artık farkındayım, hissediyorum ve anlıyorum. Bu saçma şeyin adı bağımlılık değil bağlılık olsun. Bana bağımlı değil çocuk desinler! Korkan gözlerle bakmasınlar, ayıplamasınlar. Sadece iki sözcük söylesinler, ben yanındayım. Tek bir yardım eli uzatsınlar. Bu kadar. Bana umut olun, nefes olun, hayal olun. Sizden tek istediğim bu. Adına bağımlılık değil, bağlılık deyin. Bana ise bağımlı değil, çocuk deyin!          

BANA ÇOCUK DEYİN!

 

Neden, diye çok sordum kendime. Ama bir cevap bulamadım. Neden bir insan, bir insanın hayatını karartır, neden bile bile o zifiri uçsuz bucaksız karanlığa hapseder? Bir insan nasıl böylesine günahkar olur? Biliyorum, eğer ben bu damarlarımda sızmaya devam eden zehirden kurtulamazsam, öleceğim… Ben daha 17 yaşındayım. Çok genç değil miyim? Ölmek istemiyorum. Bembeyaz kefene sarılı ölü bir beden olmak istemiyorum. İnsan kendi ruhunu nasıl demir korkulukların ardında bırakır ki, insan kendisini nasıl ölüme terk edebilir ki? Tek bir hatam beni bir kuyuda ıssız bıraktı. Çok çabalıyorum ruhumu hapsolduğu prangalardan kurtarmak için. Ben buradan kurtulmak için direniyorum. Duyuyor musunuz sesimi?
Ben güneşi özledim. Ben bulutları, kuşları, ağaçları, en çok da sizi, ailemi özledim. Sizi çok üzdüm, benim uğruma çok acı çektiniz. Benim kadar canınız yandı tek bir insan birçok insanın hayatında yıkım başlattı. Ben bir çiçektim. Canlıydım, parlaktım, renkliydim, çok güzeldim. Peki, bu çiçek neden soldu. Zehirlediler! Kafam karışıktı, düşüncelerimi çaldılar. Hayallerim öldü. Oysa onlar içimde nefes alan tek duyguydu. Umutlarım karardı. Ölüme terk ettiler. Ama ben buradayım! Ölmeyeceğim. Belki kararan umutlarımı, çalınan düşüncelerimi, öldürülen hayallerimi geri alırım, alacağım…
Bu karanlık yol çok soğuk ve sessizdi. Şimdi, ileride ışığa yürüyeceğim bir yolum var. Biliyor musunuz artık içimde minikte olsa bir umut var. Günler, aylar, haftalar geçti. Şimdiye kadar içimde kıpırdanan şeyi anlamadım. Meğer o şey benim can çekişen ruhummuş. Ben kendime ne yapmışım, onlar bana ne yapmış böyle? Benim kanıma, bedenime, ruhuma nasılda ağır ağır işlemişler zehirlerini. Artık hissedebiliyorum çünkü düşünebiliyorum. Artık anlıyorum…
Kendime çok saçma şeylere bağladım. Bu saçma bağlılık kalbimi de uyuşturdu. Düşüncelerimi susturdu. Çok uzun bir süre ruhumda ki acı izleri fark etmedim. Artık farkındayım, hissediyorum ve anlıyorum. Bu saçma şeyin adı bağımlılık değil bağlılık olsun. Bana bağımlı değil çocuk desinler! Korkan gözlerle bakmasınlar, ayıplamasınlar. Sadece iki sözcük söylesinler, ben yanındayım. Tek bir yardım eli uzatsınlar. Bu kadar. Bana umut olun, nefes olun, hayal olun. Sizden tek istediğim bu.
Adına bağımlılık değil, bağlılık deyin.
Bana ise bağımlı değil, çocuk deyin!
 
 
 
 
 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve avanoshabergazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.