İrdeleme Defteri
Köşe Yazarı
İrdeleme Defteri
 

Mavi Anadolu: Anadolu’nun mavisiyle yoğrulmuş bir kimlik arayışı

Bazen yaşadığımız topraklara öylesine bakıyoruz. Oysa her adımımızda binlerce yılın hikâyesi var. İşte “Mavi Anadolu” düşüncesi tam da bu noktada bize farklı bir göz veriyor. Halikarnas Balıkçısı, Sabahattin Eyüboğlu, Azra Erhat… Onlar bize Anadolu’nun sadece bir coğrafya değil, uygarlıkların buluştuğu bir beşik olduğunu hatırlattılar. “Mavi Anadolu” ifadesi de bu anlayışla doğdu ve zamanla bir düşünceden öte, yerleşik bir deyim haline geldi. Bugün bu söz söylendiğinde, zihinlerde Anadolu’nun mavisiyle yoğrulmuş kültür, tarih ve aidiyet duygusu canlanıyor. Mavi Anadolu demek, Hitit’ten Roma’ya, Bizans’tan Selçuklu’ya kadar kim varsa, hepsinin izini kendi kimliğimizin parçası saymak demektir. Bence bu yaklaşım bize çok şey söylüyor. Çünkü Anadolu’ya sadece “vatan toprağı” diye bakmak eksik kalıyor. Onun maviyle yoğrulmuş kültürünü de görmek gerek. Denizle dağ arasındaki o derin nefesi, Efes’in taşlarında, Kapadokya’nın kayalarında, Bergama’nın sütunlarında hissetmek gerek. Elbette eleştiriler de var. “Türk-İslam kimliği gölgeleniyor” diyenler çıkıyor. Oysa Mavi Anadolu, kimseyi dışlamıyor. Tam tersine, bu toprağın bütün mirasını kucaklıyor. Türk kültürünü de onun üzerine bina ediyor. Yani bizi köksüz bırakmıyor, tam aksine köklerimizi daha da derinlere götürüyor. Bugün etrafımıza bakalım… Tarihi eserlerimiz bazen ihmal ediliyor, bazen rant uğruna yok oluyor. Mavi Anadolu, işte bu noktada bir çağrı: “Sahip çık bu mirasa, koru, yaşat, geleceğe aktar.” Çünkü Anadolu’ya sahip çıkmak, sadece geçmişe değil, geleceğe de sahip çıkmak demektir. Sonuçta mesele şu: Eğer Anadolu’ya sadece üzerinde yaşadığımız yer gözüyle bakarsak, kimliğimizi küçültürüz. Ama Anadolu’yu uygarlıkların kalbi olarak görürsek, hem kendimize hem de dünyaya daha büyük bir söz söyleriz. Belki de Halikarnas Balıkçısı’nın dediği gibi, “Mavi Anadolu hepimizin evi olur.”
Ekleme Tarihi: 25 Eylül 2025 -Perşembe

Mavi Anadolu: Anadolu’nun mavisiyle yoğrulmuş bir kimlik arayışı

Bazen yaşadığımız topraklara öylesine bakıyoruz. Oysa her adımımızda binlerce yılın hikâyesi var. İşte “Mavi Anadolu” düşüncesi tam da bu noktada bize farklı bir göz veriyor.

Halikarnas Balıkçısı, Sabahattin Eyüboğlu, Azra Erhat… Onlar bize Anadolu’nun sadece bir coğrafya değil, uygarlıkların buluştuğu bir beşik olduğunu hatırlattılar. “Mavi Anadolu” ifadesi de bu anlayışla doğdu ve zamanla bir düşünceden öte, yerleşik bir deyim haline geldi. Bugün bu söz söylendiğinde, zihinlerde Anadolu’nun mavisiyle yoğrulmuş kültür, tarih ve aidiyet duygusu canlanıyor.

Mavi Anadolu demek, Hitit’ten Roma’ya, Bizans’tan Selçuklu’ya kadar kim varsa, hepsinin izini kendi kimliğimizin parçası saymak demektir.

Bence bu yaklaşım bize çok şey söylüyor. Çünkü Anadolu’ya sadece “vatan toprağı” diye bakmak eksik kalıyor. Onun maviyle yoğrulmuş kültürünü de görmek gerek. Denizle dağ arasındaki o derin nefesi, Efes’in taşlarında, Kapadokya’nın kayalarında, Bergama’nın sütunlarında hissetmek gerek.

Elbette eleştiriler de var. “Türk-İslam kimliği gölgeleniyor” diyenler çıkıyor. Oysa Mavi Anadolu, kimseyi dışlamıyor. Tam tersine, bu toprağın bütün mirasını kucaklıyor. Türk kültürünü de onun üzerine bina ediyor. Yani bizi köksüz bırakmıyor, tam aksine köklerimizi daha da derinlere götürüyor.

Bugün etrafımıza bakalım… Tarihi eserlerimiz bazen ihmal ediliyor, bazen rant uğruna yok oluyor. Mavi Anadolu, işte bu noktada bir çağrı: “Sahip çık bu mirasa, koru, yaşat, geleceğe aktar.” Çünkü Anadolu’ya sahip çıkmak, sadece geçmişe değil, geleceğe de sahip çıkmak demektir.

Sonuçta mesele şu: Eğer Anadolu’ya sadece üzerinde yaşadığımız yer gözüyle bakarsak, kimliğimizi küçültürüz. Ama Anadolu’yu uygarlıkların kalbi olarak görürsek, hem kendimize hem de dünyaya daha büyük bir söz söyleriz.

Belki de Halikarnas Balıkçısı’nın dediği gibi, “Mavi Anadolu hepimizin evi olur.”

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve avanoshabergazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.