Kulak, bazen mideden daha hassastır. Bir söz, bir fısıltı, insanın içini kemirebilir. "İnsan kulağından zehirlenir" derler; yani kötü söz, yılan zehrinden beter işler.
Bir öğrenci, "Sen yapamazsın" lafını duya duya özgüvenini yitirir. Bir çalışan, dedikodular yüzünden işini sevmez olur. Koca, "Sen beceriksizsin" diyen karısından soğur. Hep kulağın zehri değil midir bu?
"Söz var, iş bitirir; söz var, baş yitirir."
"Bir laf, dostu düşman eder. "Dil yarası, kılıç yarasından beter." Çünkü kılıç izi geçer, gönül izi kalır.
"Bana benden olur, her ne olursa / Başım rahat bulur, dilim durursa" demiş şair. Susmak altındır, boş söz ise yürek ağrısı.
Kulağa giren zehri boş ver!
"İyi söz söyleyen, her kapıyı açar." Öyleyse, hem kulağını kötüden koru, hem de dilini güzellikle besle.
Özdeyişlerle tamamlayalım:
- "Tatlı dil, yılanı deliğinden çıkarır."
- "Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı."
Kulak zehirlenmesin, gönül kirlenmesin!