Secda Gökbulut
Köşe Yazarı
Secda Gökbulut
 

Deprem Sonrası Çocuklarla İletişim Nasıl Olmalıdır?

Kahramanmaraş’ta meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki iki deprem Gaziantep, Malatya, Diyarbakır, Adana, Kilis, Şanlıurfa, Osmaniye, Hatay, Adıyaman illerini de etkileyerek ortaya çıkan hasarla birlikte tüm ülkeyi yasa boğdu. Depremde enkaz altındaki kurtarma çalışmaları devam etmekle birlikte sosyal medya aracılığıyla yayılan travmatik görüntülerin tahribatı daha ağır sonuçlar doğuracaktır. Travmatik olaylara doğrudan maruz kalan ya da dolaylı olarak haber, televizyon aracılığıyla maruz kalan çocuklar için etkili bir iletişim üslubu geliştirmeliyiz. Haberlere yansıyan bir görüntüde enkaz altından çıkarılan bir depremzede çocuğa, ilk müdahalede bulunurken -korktun mu? sorusu soruluyor. Korkmadım diyen çocuğa ise aferin yanıtı veriliyor. Korkmamanın takdir edilecek bir tarafı olmadığı gibi çocukların duygularını ifade etmelerine fırsat vererek onların yanında olduğumuzu yansıtmamız lazım. Enkaz altından çıkan çocukların kaygı yaşadığını ve bu hissin çaresizlik, savunmasızlığı da beraberinde getirdiğini anlamamız gerekiyor. Bu travmatik olaylar sonucunda “endişeni anlıyorum”, “yaşadığımız süreç şu şekilde ilerliyor” gibi çocuklarla iletişim kurabileceğimiz bir dilde onlara destek vermeliyiz. Çocuklara bu süreç aktarılırken yaşanılanlar gizli tutulmadan, çok ayrıntılı detaylara girmeden, korku ve kaygıya sebebiyet vermeden basit haliyle anlatılması büyük bir önem arz ediyor. Travmatik olay sonucunda çocuklar için etkisi hemen görüldüğü gibi sonradan da ortaya çıkması görülebilir. Yaygın olarak tepkiler; • Depresyon, üzüntü • Uykuya dalmada güçlük veya uyku esnasında sayıklamalar • İştahsızlık veya sürekli yemek yeme ihtiyacı • Öfke • Vücudun belli bölgelerinde ağrılar gibi görülebilir. Çocukların bu tepkilerinden uyku problemi en yaygın olanı ve en önemli olanıdır. Bu problem çözmede aile desteğine dikkat çekilmelidir. Belli bir süre çocuklarla birlikte uyumak bir çözüm yöntemi olsa da buna kısa bir süre sonra ara verilmelidir. Uyumadan önce çocukla iletişime geçerek telkin edilmeli, ışık açık bırakılarak uyuması sağlanmalıdır. Zamanla ise eski rutinlere geri dönülmelidir. Çocuklara verilen aile içi desteğinden sonra psikolojik destek verilmesi de önemli hususlar arasında yer alıyor. Psikolojik danışman tarafından alınan bir destek çocuğun kendini daha iyi ifade etmesine yol açacaktır. Alınan destekte şiirle, resimle, ifade edilen duygu, düşüncelerle, yazı veya konuşma diliyle yardımcı olmak yaşanan olayla başa çıkmaya destek verecektir. Günümüzde yaygın olarak verilen telefonla psikolojik danışmanlık, online psikolojik danışmanlıkta değerlendirilebilir. Ülkemiz için bu konuda ücretsiz olarak destek veren yüzlerce psikolojik danışman ve öğretmen yer alıyor. Bu konu ile ilgili araştırmalar sonucunda en uygun olanı ile irtibat kurulabilir. Zor bir süreçten geçiyoruz ve çocuklarımızın içe kapanık, sessiz hallerini dikkate alıp onların konuşmalarını cesaretlendirerek zamanla yaralarını sarmamız lazım. Korkmaları, ağlamaları, üzülmeleri, öfkelenmeleri çok normal ve bunları ifade ederken onlara destek olmalıyız. Yaşadıkları her duygunun geçici olduğunu bilmemiz ve onlara sarılmamız lazım. Her şey için zamana ihtiyacımız olduğunu unutmayalım..

Deprem Sonrası Çocuklarla İletişim Nasıl Olmalıdır?

Kahramanmaraş’ta meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki iki deprem Gaziantep, Malatya, Diyarbakır, Adana, Kilis, Şanlıurfa, Osmaniye, Hatay, Adıyaman illerini de etkileyerek ortaya çıkan hasarla birlikte tüm ülkeyi yasa boğdu. Depremde enkaz altındaki kurtarma çalışmaları devam etmekle birlikte sosyal medya aracılığıyla yayılan travmatik görüntülerin tahribatı daha ağır sonuçlar doğuracaktır. Travmatik olaylara doğrudan maruz kalan ya da dolaylı olarak haber, televizyon aracılığıyla maruz kalan çocuklar için etkili bir iletişim üslubu geliştirmeliyiz. Haberlere yansıyan bir görüntüde enkaz altından çıkarılan bir depremzede çocuğa, ilk müdahalede bulunurken -korktun mu? sorusu soruluyor. Korkmadım diyen çocuğa ise aferin yanıtı veriliyor. Korkmamanın takdir edilecek bir tarafı olmadığı gibi çocukların duygularını ifade etmelerine fırsat vererek onların yanında olduğumuzu yansıtmamız lazım. Enkaz altından çıkan çocukların kaygı yaşadığını ve bu hissin çaresizlik, savunmasızlığı da beraberinde getirdiğini anlamamız gerekiyor. Bu travmatik olaylar sonucunda “endişeni anlıyorum”, “yaşadığımız süreç şu şekilde ilerliyor” gibi çocuklarla iletişim kurabileceğimiz bir dilde onlara destek vermeliyiz. Çocuklara bu süreç aktarılırken yaşanılanlar gizli tutulmadan, çok ayrıntılı detaylara girmeden, korku ve kaygıya sebebiyet vermeden basit haliyle anlatılması büyük bir önem arz ediyor. Travmatik olay sonucunda çocuklar için etkisi hemen görüldüğü gibi sonradan da ortaya çıkması görülebilir. Yaygın olarak tepkiler; • Depresyon, üzüntü • Uykuya dalmada güçlük veya uyku esnasında sayıklamalar • İştahsızlık veya sürekli yemek yeme ihtiyacı • Öfke • Vücudun belli bölgelerinde ağrılar gibi görülebilir. Çocukların bu tepkilerinden uyku problemi en yaygın olanı ve en önemli olanıdır. Bu problem çözmede aile desteğine dikkat çekilmelidir. Belli bir süre çocuklarla birlikte uyumak bir çözüm yöntemi olsa da buna kısa bir süre sonra ara verilmelidir. Uyumadan önce çocukla iletişime geçerek telkin edilmeli, ışık açık bırakılarak uyuması sağlanmalıdır. Zamanla ise eski rutinlere geri dönülmelidir. Çocuklara verilen aile içi desteğinden sonra psikolojik destek verilmesi de önemli hususlar arasında yer alıyor. Psikolojik danışman tarafından alınan bir destek çocuğun kendini daha iyi ifade etmesine yol açacaktır. Alınan destekte şiirle, resimle, ifade edilen duygu, düşüncelerle, yazı veya konuşma diliyle yardımcı olmak yaşanan olayla başa çıkmaya destek verecektir. Günümüzde yaygın olarak verilen telefonla psikolojik danışmanlık, online psikolojik danışmanlıkta değerlendirilebilir. Ülkemiz için bu konuda ücretsiz olarak destek veren yüzlerce psikolojik danışman ve öğretmen yer alıyor. Bu konu ile ilgili araştırmalar sonucunda en uygun olanı ile irtibat kurulabilir. Zor bir süreçten geçiyoruz ve çocuklarımızın içe kapanık, sessiz hallerini dikkate alıp onların konuşmalarını cesaretlendirerek zamanla yaralarını sarmamız lazım. Korkmaları, ağlamaları, üzülmeleri, öfkelenmeleri çok normal ve bunları ifade ederken onlara destek olmalıyız. Yaşadıkları her duygunun geçici olduğunu bilmemiz ve onlara sarılmamız lazım. Her şey için zamana ihtiyacımız olduğunu unutmayalım..
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve avanoshabergazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.