Bazı insanlar yanındayken bile uzak olur.
Bazıları ise kilometrelerce ötede olsa da, kalbinde hep yakındır.
Mesafe, haritaların uydurduğu bir kavramdır.
Gönül yollarında sınır yoktur, ne dağlar, ne denizler...
"Uzak olan güzeldir," derler, ama gerçekten de öyle mi?
Bazen yakın olmanın da değerini bilmek gerek.
"Araya yol girmiş, ne çıkar?" der eskiler.
Sevgi, mesafeleri kısaltır.
Bir bakış, bir kelime, bir eski anı…
Hepsi köprüler kurar aramızda.
Çünkü "gönül, gönüle gider" derler.
Sevgi, zamanı da, uzaklığı da aşar.
Bir selam, bir dua, bir anı yeter bazen.
Bazen konuşmasan da, kalbinle anlarsın.
Bazen susarsın, ama karşındaki duyar.
Mesafe, sadece bedensel bir kavramdır, ruhu bağlayan zincir yoktur.
"Özlemek, sevmektir."
Mesafelerle büyür sevgi, özlemek de bir çeşit sevmektir.
Yaralı gönüller, uzakları hatırlayarak iyileşir.
"Uzak dağların dumanı sevilir," derler;
Bazen uzak olanı sevmek, daha değerli kılar onu.
Özlemek, sevmenin gizli bir şeklidir,
Ve özlediğin her şey, seni yakından sarar.
İnsan, kalbini nereye bırakırsa, orası evidir.
Ve her zaman, "gönül ne kahve ister, ne de bahane."
Birini kalbine koyduğunda, mesafeler anlamsızlaşır.
Bazen sadece bir anı, bir şarkı, bir resim yeter.
Hepsi yolları yok eder, uzaklıkları siler.
Mesafeler, gözle görülür.
Ama kalbin işlediği yolu kimse silemez.
"Yola çıkmak, varmak kadar güzeldir," derler.
Gönülden gönüle bir yol her zaman vardır.
Ve mesafe, o yolun en geçici engelidir.
Çünkü en gerçek bağlar, gözle değil, kalple kurulur.
Ve kalbin bildiği yolu hiçbir mesafe silemez.
Bunun farkına varmak, hayatın en değerli keşfidir.
Çünkü sevgi, adım atmadan bile varır insanın yüreğine.