Osman Aytekin
Köşe Yazarı
Osman Aytekin
 

GERÇEK SEVGİ İÇİN

Bizler için bütün mesele tatlılık ve mutluluk verici her şeyi içimizde barındırmaktır. Bunun formülü de çok açık ve basittir; huzur, sevgi, saygı, sakin ve adalet içinde geçen bir ömürdür. Gerçek sevgiye ve sadakati görmek ve yaşamak… Ancak şefkatin ak sütüyle büyüyen insanların sayları gittikçe azalıyor. Gerçek sevgi ve sadakat kötü davranışlardan uzaklaştırılamazsa, kötülüklerde iyi davranışlarla telafi edilemez. Shakespeare diyor ki, “İnsanlar iyi yaptıkları hataların kalıbından dökülürmüş.” Hatalar ya deneyimleri kazandırır ve bu kazanımla iyi yola tevessül edilir. Hayattan bir şekilde haz alınır, ya da kötü yola sürükler; iyilik, hayır damarı çatlar. Öyle veya böyle insanlar kendilerine fazla kızmazlar. Kendi içimizdeki kızgınlıklar fazla iz bırakmaz. Kendilerini sorgulama ihtiyacı hissetmeyenler kendilerini sigaya çekseler ne olacak çekmeseler ne olacak? İtiraflar da böyledir. Ya dobra dobra söylenir ya da yarım yamalak. Ancak esas enikonu olan mevzu dürüst olmaktır, erdemlice hareket etmektir. Böyle bir insanın itiraf etmesine de gerek kalmaz zira o kişi davranışlarıyla, konuşmalarıyla çevresinde itibarlı, haysiyetli olur. Hep iyilikle anılır. İyi yürekli insanların da haksız işlere kalkıştıkları da olur. Fakat kötülükler karşısında yapılan iyiliklerin, güzel davranışların parıltıları da hiç unutulmaz. Eğer huzur içinde olunmak isteniyorsa Allah’ın verdiği lütuflara şükretmeli, kanaat etmeli ve gereğince yaşamaya bakılmalıdır. İnsana pek çok güzel huy verilmiştir. Merhamet de bu güzelliklerdendir. Adeta Allah cennetin o güzel hoş kokusunu merhametle donatarak yeryüzüne indirmiştir. Yağmur damlaları gibidir bu güzellik, kimin yüreğine damlarsa o yüreği ferahlatır. Beşeriyet içinde iyi davranışların, yardımlaşmaların, hayır hasenatın dayanağı saf ve kalben bağlanılan imandır. Onsuz her şey yarım kalır. Dahası ondan gayrısı ne kadar başarı ve kazanç irat edilse de bütün karşılığı bu dünyada kalır. Mükâfatı burada görülür. İnanan ve içinde sevgi barındıranlar için mükâfatın esas mekânı ahiret yurdudur. Sevgisiz her şey yarım ve amacı dışında vücut bulur. Ancak insan çok şeyler yaşar. Fikirler ve duygular yön verir. Elem de neşede hayatın içinde var ve dahası da… Kuşkusuz ayrılıkları da yaşarız. Ayrılıklar büyük sevgileri daha da güçlendirir. Yaşanılan bir ömür en güzele karşılık bulmasa da yağan bir yağmur damlası, rüyaya giren hasret muştusu, gözlerden boşalan yüreğe dökülen damlalar güçlü bir sevgiye götürür bizi. Bir yanda merhamet diğer yanda müşvikce uzanan eller, kollar. Ancak sevgiyle bütünleşen bütün bu haller içinde beşeriyetten ilahi kaynağa akan bir pınar gibi âlemin en saadetli, sükûnunu deruhte eden o büyük sevgiye visal olmaktır. Hayatın bize biçtiği roller vardır. O rolleri yapmak kişilere kalıyor. Kimi hakikaten üzerine düşeni yapar. Başarılı olmak için çabalar. İnsan, aile içinde ve toplumda iyi olmak için mücadele etmelidir. Her zaman dürüst, iyi niyetli, sağduyulu, samimi, alçakgönüllü, güvenilir olmak, gurur ve hırsa kapılmadan, garezsiz ve menfaatsiz, cesaretle, azimle ümit ve kararlılıkla davranmak mutluluğun yegane kaynağıdır. Üstlenilen görevlerde sorumluluğun şuurunda olmak ve yukarıda belirtilen vasıflara göre hareket etmek, etmeye çalışmak hayatta hiçbir güç size engel olamaz, sizi durduramaz. Bu durumda başarı kaçınılmazdır. Önemli olan Allah rızası gözeterek hareket etmektir. İyi niyet daima muhafaza edilmelidir, elden bırakılmamalıdır. İyi niyet ve sevgi sağlam kişiliklerde kendine yer bulur. Severek yapılan hiçbir şey yük değildir. Yoksa bazı ölçüsüz sevgiler insana bir fayda vermez. Peygamber Efendimiz de (O’na salat olsun); “Sevdiğin kişiyi ölçülü sev. Yoksa bir gün gelir o insan gözünde sevimsizleşir de önceki aşırı muhabbetinden dolayı elemin iyice ziyadeleşir. Kızdığın kimseye karşı da ölçülü ol ve nefret hissinin önünü kes. Aksi halde, gün döner de o şahıs dostun oluverirse evvelki öfkeli tavırlarının mahcubiyeti seni çok üzer.” Buyurmaktadır. Yüce Mevla’mız bizlere peygamber Efendimizin düsturunu nasip eylesin; "içinizden en çok sevdiklerim ve kıyamet gününde mevki bakımından bana en yakın olanlarınız ahlâkça en güzel olanlarınızdır.” Sevgi isteyince insanı başarıya götürür. Hayat sevgimiz, en yüksek ve en güzel ümitlerle beslediğimiz sevgiler, en yüksek hayat düşüncemiz olsun. Sevgiyle ve saygıyla kalınız.

GERÇEK SEVGİ İÇİN

Bizler için bütün mesele tatlılık ve mutluluk verici her şeyi içimizde barındırmaktır. Bunun formülü de çok açık ve basittir; huzur, sevgi, saygı, sakin ve adalet içinde geçen bir ömürdür. Gerçek sevgiye ve sadakati görmek ve yaşamak… Ancak şefkatin ak sütüyle büyüyen insanların sayları gittikçe azalıyor. Gerçek sevgi ve sadakat kötü davranışlardan uzaklaştırılamazsa, kötülüklerde iyi davranışlarla telafi edilemez. Shakespeare diyor ki, “İnsanlar iyi yaptıkları hataların kalıbından dökülürmüş.” Hatalar ya deneyimleri kazandırır ve bu kazanımla iyi yola tevessül edilir. Hayattan bir şekilde haz alınır, ya da kötü yola sürükler; iyilik, hayır damarı çatlar. Öyle veya böyle insanlar kendilerine fazla kızmazlar. Kendi içimizdeki kızgınlıklar fazla iz bırakmaz. Kendilerini sorgulama ihtiyacı hissetmeyenler kendilerini sigaya çekseler ne olacak çekmeseler ne olacak? İtiraflar da böyledir. Ya dobra dobra söylenir ya da yarım yamalak. Ancak esas enikonu olan mevzu dürüst olmaktır, erdemlice hareket etmektir. Böyle bir insanın itiraf etmesine de gerek kalmaz zira o kişi davranışlarıyla, konuşmalarıyla çevresinde itibarlı, haysiyetli olur. Hep iyilikle anılır. İyi yürekli insanların da haksız işlere kalkıştıkları da olur. Fakat kötülükler karşısında yapılan iyiliklerin, güzel davranışların parıltıları da hiç unutulmaz. Eğer huzur içinde olunmak isteniyorsa Allah’ın verdiği lütuflara şükretmeli, kanaat etmeli ve gereğince yaşamaya bakılmalıdır. İnsana pek çok güzel huy verilmiştir. Merhamet de bu güzelliklerdendir. Adeta Allah cennetin o güzel hoş kokusunu merhametle donatarak yeryüzüne indirmiştir. Yağmur damlaları gibidir bu güzellik, kimin yüreğine damlarsa o yüreği ferahlatır. Beşeriyet içinde iyi davranışların, yardımlaşmaların, hayır hasenatın dayanağı saf ve kalben bağlanılan imandır. Onsuz her şey yarım kalır. Dahası ondan gayrısı ne kadar başarı ve kazanç irat edilse de bütün karşılığı bu dünyada kalır. Mükâfatı burada görülür. İnanan ve içinde sevgi barındıranlar için mükâfatın esas mekânı ahiret yurdudur. Sevgisiz her şey yarım ve amacı dışında vücut bulur. Ancak insan çok şeyler yaşar. Fikirler ve duygular yön verir. Elem de neşede hayatın içinde var ve dahası da… Kuşkusuz ayrılıkları da yaşarız. Ayrılıklar büyük sevgileri daha da güçlendirir. Yaşanılan bir ömür en güzele karşılık bulmasa da yağan bir yağmur damlası, rüyaya giren hasret muştusu, gözlerden boşalan yüreğe dökülen damlalar güçlü bir sevgiye götürür bizi. Bir yanda merhamet diğer yanda müşvikce uzanan eller, kollar. Ancak sevgiyle bütünleşen bütün bu haller içinde beşeriyetten ilahi kaynağa akan bir pınar gibi âlemin en saadetli, sükûnunu deruhte eden o büyük sevgiye visal olmaktır. Hayatın bize biçtiği roller vardır. O rolleri yapmak kişilere kalıyor. Kimi hakikaten üzerine düşeni yapar. Başarılı olmak için çabalar. İnsan, aile içinde ve toplumda iyi olmak için mücadele etmelidir. Her zaman dürüst, iyi niyetli, sağduyulu, samimi, alçakgönüllü, güvenilir olmak, gurur ve hırsa kapılmadan, garezsiz ve menfaatsiz, cesaretle, azimle ümit ve kararlılıkla davranmak mutluluğun yegane kaynağıdır. Üstlenilen görevlerde sorumluluğun şuurunda olmak ve yukarıda belirtilen vasıflara göre hareket etmek, etmeye çalışmak hayatta hiçbir güç size engel olamaz, sizi durduramaz. Bu durumda başarı kaçınılmazdır. Önemli olan Allah rızası gözeterek hareket etmektir. İyi niyet daima muhafaza edilmelidir, elden bırakılmamalıdır. İyi niyet ve sevgi sağlam kişiliklerde kendine yer bulur. Severek yapılan hiçbir şey yük değildir. Yoksa bazı ölçüsüz sevgiler insana bir fayda vermez. Peygamber Efendimiz de (O’na salat olsun); “Sevdiğin kişiyi ölçülü sev. Yoksa bir gün gelir o insan gözünde sevimsizleşir de önceki aşırı muhabbetinden dolayı elemin iyice ziyadeleşir. Kızdığın kimseye karşı da ölçülü ol ve nefret hissinin önünü kes. Aksi halde, gün döner de o şahıs dostun oluverirse evvelki öfkeli tavırlarının mahcubiyeti seni çok üzer.” Buyurmaktadır. Yüce Mevla’mız bizlere peygamber Efendimizin düsturunu nasip eylesin; "içinizden en çok sevdiklerim ve kıyamet gününde mevki bakımından bana en yakın olanlarınız ahlâkça en güzel olanlarınızdır.” Sevgi isteyince insanı başarıya götürür. Hayat sevgimiz, en yüksek ve en güzel ümitlerle beslediğimiz sevgiler, en yüksek hayat düşüncemiz olsun. Sevgiyle ve saygıyla kalınız.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve avanoshabergazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.