Cesaret mi, Tedbir mi?
Türk atasözleri, yüzyılların süzgecinden geçmiş bir bilgelikle hayata dair çarpıcı gerçekleri birkaç kelimeye sığdırır. "Akıllı köprü arayana kadar deli dereyi geçer" sözü de öyle… Bu söz, fazla hesap kitabın bazen hareketsizliğe, cesaretin ise beklenmedik zaferlere yol açabileceğini fısıldar kulağımıza. Peki, bu kadim öğüt günümüz dünyasında ne ifade ediyor?
### **Köprülerin Güvenliği, Derenin Tehlikeli Cazibesi**
Akıllı insan, risk almadan önce tüm güvenli yolları araştırır. Plan yapar, olası tehlikeleri hesaplar, adımlarını sağlam basacağı taşları arar. Bu elbette takdir edilesi bir özelliktir. Ancak bazen öyle anlar vardır ki, köprüyü aramak zaman kaybına dönüşür. İşte "deli" diye nitelenen kişi, o anda gözünü kapatıp atlar dereye. Belki tökezler, belki sıyrıklar alır, ama karşıya geçmeyi başarır.
Tarih, bu "deli" cesaretini gösterenlerin hikayeleriyle doludur. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'un surlarını aşmak için gemileri karadan yürüttüğünde, "imkânsız" diyenlerin sesine kulak vermemişti. O an için delice görünen bu hamle, bir çağı kapatıp yenisini açtı. Mustafa Kemal Atatürk de Samsun'a çıktığında, "akıllı" bir hesap yapsaydı, işgal altındaki bir ülkenin kurtuluşu için umutsuz görünen bir mücadeleye girişmezdi. Ancak o, "Ya istiklal, ya ölüm!" diyerek milletinin önüne düştü ve tarihin akışını değiştirdi. Ya da Thomas Edison, binlerce başarısız denemeden sonra ampulü icat ettiğinde, "Akıllı olsaydım vazgeçerdim" demişti.
### **Modern Dünyada "Deli" Cesareti**
Bugünün hızlı akan dünyasında, mükemmel plan bekleyenler fırsatları kaçırıyor. İş dünyasında girişimciler, bazen tüm risk analizlerini bir kenara bırakıp "başlayarak öğrenme"yi seçiyor. Steve Jobs, Apple'ı garajında kurarken, Microsoft'un devler ligindeki yerini düşünmek yerine adım attı. Belki de "akıllı" olsaydı, o köprüyü aramaya devam edecek ve bugünkü Apple asla var olmayacaktı.
Aşkta da durum farklı değil. "Aklı başında" insanlar, "Acaba doğru kişi mi?" diye sorgularken, "deli" sevenler yüreklerinin sesini dinleyip atılıyorlar. Kim bilir, belki de en güzel hikayeler, o gözü kara adımlarla yazılıyor.
### **Dengeyi Bulmak**
Tabii ki bu söz, plansız hareket etmeyi övmüyor. Aksine, aşırı tedbirin bazen bizi durgunluğa mahkum ettiğini hatırlatıyor. Hayat, bazen "hazır hissetmeyi" beklemez. İçinde bir parça "deli"lik taşımayan kararlar, bizi güvenli limanda çürümeye terk edebilir.
Sonuç olarak, dereyi geçmek için köprü aramak yerine, bazen suyun içine atlamak gerekir. Islanabiliriz, ama öğreniriz. Düşebiliriz, ama kalkmasını da biliriz. Belki de gerçek akıl, ne zaman tedbirli ne zaman cesur olacağını bilmektir.
Öyleyse soruyorum size: **Siz köprüyü bekleyenlerden misiniz, yoksa dereye atlayanlardan mı?**
---
**Not:** Atatürk örneği, Fatih Sultan Mehmet'in ardından eklenerek metne daha güçlü bir tarihsel bağlam kazandırılmıştır. İki lider de "deli" cesaretiyle imkânsızı başaran, köprü aramak yerine tarihin deresinden geçmeyi göze alan figürler olarak sunulmuştur.